İstanbul’da Gezi Parkı eylemleri ile başlayan ve yurda
yayılan hareket hakkında çoğu insan gibi hala kimsenin daha çok canının
yanmaması için dua ediyoruz. Yaralanan göstericiler, polisler hepsi bizim
canımız. Olayların güzel bir şekilde
sonlanması en büyük dileğimiz.
Olayların güzel bir şekilde sonlanması için de herkesin
elini taşın altına koyması gerekiyor. Her bireye sorumluluklar düşmekte.
Sorumluluğunu yerine getiren, elini taşın altına koyan vatandaşlarımız var.
Herbirinden Allah razı olsun.
Ancak olaylara yaklaşma tarzı açısından bazı yanlışlıklar da
yok değil. Mesela Mehmet Ali Alabora’ya yapılanlar ya da yapılmak istenenler.
Kendisinin “Mi Minor” oyunu sebebiyle hedef alındığını öğrendim. O oyunda
insanları tahrik ve isyana teşvik algılamışlar. Belki vardır belki de yoktur.
Ancak, bir oyun yüzünden bir insanı hele de bir sanatçıyı hedef göstermek bence
yanlış.
Mehmet Ali Alabora şimdiye kadar muhalif kişiliğiyle öne
çıkmış sanatçıların arasında da olmayan bir sanatçımız halbuki. Kendisi sadece
oyuncular sendikasının kurulmasında aktif rol oynadı. Bunun dışında Müjdat
Gezen gibi, Tarık Akan gibi sanatçılarımıza benzer bir duruşu da olmadı. Aksine
ülkenin televizyonlarında gösterilen birçok reklamda, banka reklamlarında
oynadı. Kendisine gelene kadar daha muhalif sanatçıların olduğu apaçık.
Burada yazılanlardan ötürü muhalif ya da destekçi bir
fikrimin olduğu anlaşılabilir ama yok. Ben sadece sanatçıların böyle hedef
gösterilmesinden korkuyorum. Umarım Sayın Alabora’nın bahsettiği şekilde “can
güvenliğinin olmaması” durumu sona erer. Sanatçılarımızı korumalıyız. Bu en
büyük görevlerimizden birisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder